rastlaşmak

Turkish

Etymology

From Ottoman Turkish راستلاشمق. Equivalent to rast +‎ -la +‎ -ş-

Verb

rastlaşmak

  1. (reciprocal) to meet, to encounter (to come face to face with by accident)
  2. (reciprocal) to run across each other

Conjugation
Conjugation of rastlaşmak (aorist in -V⁴r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive rastlaşmak
impersonal participle imperfective rastlaşan
perfective rastlaşmış
prospective rastlaşacak
personal participle non-prospective rastlaştığım rastlaştığın rastlaştığı rastlaştığımız rastlaştığınız rastlaştıkları
prospective rastlaşacağım rastlaşacağın rastlaşacağı rastlaşacağımız rastlaşacağınız rastlaşacakları
verbal noun rastlaşma
way of doing rastlaşış
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present aorist rastlaşırım rastlaşırsın rastlaşır rastlaşırız rastlaşırsınız rastlaşırlar
imperfective rastlaşıyorum rastlaşıyorsun rastlaşıyor rastlaşıyoruz rastlaşıyorsunuz rastlaşıyorlar
past perfective rastlaştım rastlaştın rastlaştı rastlaştık rastlaştınız rastlaştılar
imperfective rastlaşıyordum rastlaşıyordun rastlaşıyordu rastlaşıyorduk rastlaşıyordunuz rastlaşıyorlardı (or rastlaşıyordular)
future rastlaşacağım rastlaşacaksın rastlaşacak rastlaşacağız rastlaşacaksınız rastlaşacaklar
inferential perfective rastlaşmışım rastlaşmışsın rastlaşmış rastlaşmışız rastlaşmışsınız rastlaşmışlar
aorist rastlaşırmışım rastlaşırmışsın rastlaşırmış rastlaşırmışız rastlaşırmışsınız rastlaşırlarmış (or rastlaşırmışlar)
imperfective rastlaşıyormuşum rastlaşıyormuşsun rastlaşıyormuş rastlaşıyormuşuz rastlaşıyormuşsunuz rastlaşıyorlarmış
conditional simple rastlaşsam rastlaşsan rastlaşsa rastlaşsak rastlaşsanız rastlaşsalar
perfective rastlaşsaydım rastlaşsaydın rastlaşsaydı rastlaşsaydık rastlaşsaydınız rastlaşsaydılar
optative rastlaşayım rastlaşasın rastlaşa rastlaşalım rastlaşasınız rastlaşalar
progressive rastlaşmaktayım rastlaşmaktasın rastlaşmakta rastlaşmaktayız rastlaşmaktasınız rastlaşmaktalar
necessitative rastlaşmalıyım rastlaşmalısın rastlaşmalı rastlaşmalıyız rastlaşmalısınız rastlaşmalılar
imperative rastlaş rastlaşsın rastlaşın rastlaşsınlar
Positive interrogative
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present aorist rastlaşır mıyım? rastlaşır mısın? rastlaşır mı? rastlaşır mıyız? rastlaşır mısınız? rastlaşırlar mı?
imperfective rastlaşıyor muyum? rastlaşıyor musun? rastlaşıyor mu? rastlaşıyor muyuz? rastlaşıyor musunuz? rastlaşıyorlar mı?
past perfective rastlaştım mı? rastlaştın mı? rastlaştı mı? rastlaştık mı? rastlaştınız mı? rastlaştılar mı?
imperfective rastlaşıyor muydum? rastlaşıyor muydun? rastlaşıyor muydu? rastlaşıyor muyduk? rastlaşıyor muydunuz? rastlaşıyorlar mıydı?
future rastlaşacak mıyım? rastlaşacak mısın? rastlaşacak mı? rastlaşacak mıyız? rastlaşacak mısınız? rastlaşacaklar mı?
inferential perfective rastlaşmış mıyım? rastlaşmış mısın? rastlaşmış mı? rastlaşmış mıyız? rastlaşmış mısınız? rastlaşmışlar mı?
aorist rastlaşır mıymışım? rastlaşır mıymışsın? rastlaşır mıymış? rastlaşır mıymışız? rastlaşır mıymışsınız? rastlaşırlar mıymış?
imperfective rastlaşıyor muymuşum? rastlaşıyor muymuşsun? rastlaşıyor muymuş? rastlaşıyor muymuşuz? rastlaşıyor muymuşsunuz? rastlaşıyorlar mıymış?
conditional simple rastlaşsam mı? rastlaşsan mı? rastlaşsa mı? rastlaşsak mı? rastlaşsanız mı? rastlaşsalar mı?
perfective rastlaşsa mıydım? rastlaşsa mıydın? rastlaşsa mıydı? rastlaşsa mıydık? rastlaşsa mıydınız? rastlaşsalar mıydı?
progressive rastlaşmakta mıyım? rastlaşmakta mısın? rastlaşmakta mı? rastlaşmakta mıyız? rastlaşmakta mısınız? rastlaşmaktalar mı?
necessitative rastlaşmalı mıyım? rastlaşmalı mısın? rastlaşmalı mı? rastlaşmalı mıyız? rastlaşmalı mısınız? rastlaşmalılar mı?
Negative declarative
infinitive rastlaşmamak
impersonal participle imperfective rastlaşmayan
perfective rastlaşmamış
prospective rastlaşmayacak
personal participle non-prospective rastlaşmadığım rastlaşmadığın rastlaşmadığı rastlaşmadığımız rastlaşmadığınız rastlaşmadıkları
prospective rastlaşmayacağım rastlaşmayacağın rastlaşmayacağı rastlaşmayacağımız rastlaşmayacağınız rastlaşmayacakları
verbal noun rastlaşmama
way of doing rastlaşmayış
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present aorist rastlaşmam rastlaşmazsın rastlaşmaz rastlaşmayız rastlaşmazsınız rastlaşmazlar
imperfective rastlaşmıyorum rastlaşmıyorsun rastlaşmıyor rastlaşmıyoruz rastlaşmıyorsunuz rastlaşmıyorlar
past perfective rastlaşmadım rastlaşmadın rastlaşmadı rastlaşmadık rastlaşmadınız rastlaşmadılar
imperfective rastlaşmıyordum rastlaşmıyordun rastlaşmıyordu rastlaşmıyorduk rastlaşmıyordunuz rastlaşmıyorlardı
future rastlaşmayacağım rastlaşmayacaksın rastlaşmayacak rastlaşmayacağız rastlaşmayacaksınız rastlaşmayacaklar
inferential perfective rastlaşmamışım rastlaşmamışsın rastlaşmamış rastlaşmamışız rastlaşmamışsınız rastlaşmamışlar
aorist rastlaşmazmışım rastlaşmazmışsın rastlaşmazmış rastlaşmazmışız rastlaşmazmışsınız rastlaşmazlarmış
imperfective rastlaşmıyormuşum rastlaşmıyormuşsun rastlaşmıyormuş rastlaşmıyormuşuz rastlaşmıyormuşsunuz rastlaşmıyorlarmış
conditional simple rastlaşmasam rastlaşmasan rastlaşmasa rastlaşmasak rastlaşmasanız rastlaşmasalar
perfective rastlaşmasaydım rastlaşmasaydın rastlaşmasaydı rastlaşmasaydık rastlaşmasaydınız rastlaşmasaydılar
optative rastlaşmayayım rastlaşmayasın rastlaşmaya rastlaşmayalım rastlaşmayasınız rastlaşmayalar
progressive rastlaşmamaktayım rastlaşmamaktasın rastlaşmamakta rastlaşmamaktayız rastlaşmamaktasınız rastlaşmamaktalar
necessitative rastlaşmamalıyım rastlaşmamalısın rastlaşmamalı rastlaşmamalıyız rastlaşmamalısınız rastlaşmamalılar
imperative rastlaşma rastlaşmasın rastlaşmayın rastlaşmasınlar
Negative interrogative
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present aorist rastlaşmaz mıyım? rastlaşmaz mısın? rastlaşmaz mı? rastlaşmaz mıyız? rastlaşmaz mısınız? rastlaşmazlar mı?
imperfective rastlaşmıyor muyum? rastlaşmıyor musun? rastlaşmıyor mu? rastlaşmıyor muyuz? rastlaşmıyor musunuz? rastlaşmıyorlar mı?
past perfective rastlaşmadım mı? rastlaşmadın mı? rastlaşmadı mı? rastlaşmadık mı? rastlaşmadınız mı? rastlaşmadılar mı?
imperfective rastlaşmıyor muydum? rastlaşmıyor muydun? rastlaşmıyor muydu? rastlaşmıyor muyduk? rastlaşmıyor muydunuz? rastlaşmıyorlar mıydı?
future rastlaşmayacak mıyım? rastlaşmayacak mısın? rastlaşmayacak mı? rastlaşmayacak mıyız? rastlaşmayacak mısınız? rastlaşmayacaklar mı?
inferential perfective rastlaşmamış mıyım? rastlaşmamış mısın? rastlaşmamış mı? rastlaşmamış mıyız? rastlaşmamış mısınız? rastlaşmamışlar mı?
aorist rastlaşmaz mıymışım? rastlaşmaz mıymışsın? rastlaşmaz mıymış? rastlaşmaz mıymışız? rastlaşmaz mıymışsınız? rastlaşmazlar mıymış?
imperfective rastlaşmıyor muymuşum? rastlaşmıyor muymuşsun? rastlaşmıyor muymuş? rastlaşmıyor muymuşuz? rastlaşmıyor muymuşsunuz? rastlaşmıyorlar mıymış?
conditional simple rastlaşmasam mı? rastlaşmasan mı? rastlaşmasa mı? rastlaşmasak mı? rastlaşmasanız mı? rastlaşmasalar mı?
perfective rastlaşmasa mıydım? rastlaşmasa mıydın? rastlaşmasa mıydı? rastlaşmasa mıydık? rastlaşmasa mıydınız? rastlaşmasalar mıydı?
progressive rastlaşmamakta mıyım? rastlaşmamakta mısın? rastlaşmamakta mı? rastlaşmamakta mıyız? rastlaşmamakta mısınız? rastlaşmamaktalar mı?
necessitative rastlaşmamalı mıyım? rastlaşmamalı mısın? rastlaşmamalı mı? rastlaşmamalı mıyız? rastlaşmamalı mısınız? rastlaşmamalılar mı?
This article is issued from Wiktionary. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.